HDP Grup Başkanvekili Oluç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) 20 Aralık 2020'de eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği kararın uygulanması gerektiğini söyledi.
Hakkı Saruhan Oluç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 22 Aralık 2020'de eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği kararın bugüne kadar uygulanmadığını belirterek, önümüzdeki hafta Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin toplanacağını ve Demirtaş kararının uygulanıp uygulanmaması meselesinin bu toplantıda gündeme geleceğini kaydetti.
Demirtaş kararının neden uygulanmadığına yönelik hiçbir doyurucu ve hukuki cevabın olmadığını ifade eden Oluç, "Cumhurbaşkanlığı hukuk danışmanı sıfatıyla da başka sıfatlarla da olsa çeşitli kişiler AİHM kararının uygulanmaması gerekçelerini üretmeye çalışmışlardır. Hukuken ve uluslararası sözleşmeler açısından baktığımızda bugüne kadar üretilmeye çalışılmış olan gerekçelerin tamamı safsatadır, hiçbirinin hukuki ve uluslararası sözleşmeler açısından bir değeri yoktur" dedi.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) AİHM kararının üye ülkeler tarafından uygulanmasını öngören maddesini anımsatan Oluç, Anayasa'nın 90. maddesinin de çok açık bir biçimde bu kararların uygulanmasına dair içeriğe sahip olduğunu söyledi. Oluç, "Buna da uyulmamaktadır. Ne AİHS'nin 46. maddesine ne de Anayasa'nın 90. maddesine uyulmaktadır." diye konuştu.
Kendileri hakkında gelen fezlekelerde Meclis'te yaptıkları konuşmaların ve basın toplantılarının yer aldığını savunan Oluç, "Açıkça Anayasa'nın 83. maddesi ihlal edilmektedir. Sadece bu değildir, milletvekillerinin halk toplantılarında, parti toplantılarında yaptığı konuşmalar ve buna ilişkin yaptığı sosyal medya paylaşımları da fezlekelerde yer almaktadır." ifadesini kullandı.
AİHM'in, Demirtaş hakkında verdiği kararın detaylarını anlatan Oluç, AİHM'in 20 Aralık 2020'de verdiği Demirtaş kararının uygulanması gerektiğini söyledi.
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ise fezlekelerin içeriğine ilişkin AK Parti ve MHP'li bütün hukukçuları açık tartışmaya davet etti. Beştaş, "Türkiye'de 84 milyon yurttaşın gözü önünde canlı yayınlarda biz tek tek fezlekelerin nasıl olduğunu açıklamaya hazırız." dedi.
Meclis'te "torba yasa" uygulamasının bir klasik haline geldiğini belirten Beştaş, "Şimdi de torba fezleke dönemi. Nasıl hazırlanıyor? Otomatiğe bağlanmış. AKP'li yetkililer, Cumhurbaşkanı konuşuyor, ertesi gün savcılar bunu emir telaki ediyor hemen oturuyorlar fezleke hazırlıyorlar. Savcılar arasında da bir yarış başlamış aslında." değerlendirmesinde bulundu.
Kendilerinin evrakta sahtecilik, irtikap, iftira suçlarının ya da dolandırıcılık veya buna benzer herhangi bir fiille bağlarının olmadığını ifade eden Beştaş, "Bize gelen fezlekelerin tamamı konuşmadır, sözdür, düşünceyi ifadedir, siyaseti açıklamaktır. Biz, nasıl siyaset yapalım? Konuşmadan siyaset yapamayacağımıza göre bu fezlekelerde yargının tarafsız ve bağımsız olmadığı bir ortamda yağmur gibi yağıyor." dedi.
Kobani olaylarına ilişkin açılan dava üzerinden kıyamet koparıldığını savunan Beştaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"6-8 Ekim protestolarından sonra 28 Şubat'ta Dolmabahçe Sarayı'nda heyetlerimiz oturdu, Dolmabahçe Mutabakatı'nı açıkladılar. Mademki 6-8 Ekim'den HDP'yi sorumlu tutuyordunuz çözüm süreci neden devam etti? Neden Dolmabahçe Mutabakatı imzalandı ve sonra vazgeçtiniz? Bu soruya verilecek cevap aslında Kobani davasının ne olduğunu yeterince açıklığa kavuşturuyor. Eğer suç olsaydı, AKP masaya oturmazdı, 6-7 yıl beklemezdi. Şu anda siyaseten bütün sözleri tükendi, bütün vaatleri bitti, toplumda büyük bir tepki, karamsarlık var, anketler morallerini bozuyor ve HDP'ye saldırarak güç devşirmeye çalışıyorlar. Buna izin vermeyeceğiz."
07.03.2021
Bu haber 9862 kişi tarafından okundu.
LiberalGazete.com basın özgürlüğünün yaygınlaşması, var olan tüm düşüncelerin siyasi temsilcilerini kamuoyuna taşımayı amaç edinmiştir.
liberalgazete.com'un ticari bir faaliyeti yoktur.
Haberlerden anında haberdar olun!